Kasım ayı geride kalmış...Bir yabancının dudaklarından şu sözcükler dökülmekte..."Şansa bala iyi gittiler, lig daha yeni başladı, dağılırlar."
Aralık ayını da geride bırakınca yabancının tavrı değişmemekte..."Çok kastılar yoruldular,2008 de alt sıralardaki arkadaşlarının yanına dönerler."
Ocak ayı su gibi gelip geçtiğinde ise klasik bir bahaneye sığınılmakta..."All-Stardan sonra eriyip giderler."
Evet, mevzubahis olan ekip New Orleans Hornets.Bir yabancının gözüyle böyle başlayan sezon, saçma sapan bir Kings mağlubiyeti sebebiyle Batı ikincisi olarak bitti.Kimden bahsedebilirim ki.MvP ödülü için Kobeyle kapışan Chris Paul'den mi?Orta mesafeden çatur çutur şut sokan, sayılı post oyuncularından biri haline gelen West'den mi?Her maç istatistiklere yansımasa da en az 10 kere bize yeni hücum fırsatı yaratan Tyson Chandler'dan mı?Yoksa hepsini bir arada tutan, ömrü hayatının en parlak ve tahminen en eğlenceli sezonunu geçiren Byron Scott isimli üstaddan mı?
Fakat tek bir kişiden bahsedebilirim.George Shinn bence bu başarının arkasındaki en önemli isimdir.2 sene önce o "çok riskli", "ölümcül", "kepenk indirtici" iki kontratı yüklenmeyi göze almasa, hala biraz şanslı olsak playoff yapardık nidaları atıyor olabilirdim.
Şöyle bir düşünün.Önünüzde, son sezonu kariyerinin en kötü sezonu olan, playoffları sakatlığı nedeniyle kaçırmış, "vadesini doldurmuş" beyaz bir şütör var.Sakatlık riskinin farkındasınız, üstelik elinizdeki kadro, yaşlı bir oyuncuya para bağlamak yerine genç oyuncular aramak için çok daha müsait.Shinn acımadı ve yıllık 13 milyon dolardan bağladı Peja'yı.O Pejanın bize katkısı ne mi oldu?Bir Peja, bir takıma ne katarsa onu kattı bize.Dolandırmamak gerekirse dış şut.Zaman zaman çıldırtmadı değil ama kazandığımız maçların birçoğunda Peja olmasa yapamazdık diyebilirdim.
Ve bir görüntü daha oluşturalım önümüzde.Emektar takım kaptanınız, yüklü kontratının son senesinde ve eğer bir sezon beklerseniz, free agent piyasasında çok işe yarayacak bir boşluk yaratacak.Fakat siz Chicagoya bir teklif götürüyorsunuz.İhtiyar kurdunuzun yanına, atletik serseriyi ekliyor, karşılığında bir bomba alıyorsunuz.Garip bir çocuk bu yeni gelen.Kısa forvet bile oynar diye lige gelip, odunluğuyla ağızlara sakız olan bir genç.Liseden "löbürt" diye lige dalış yaptığı için, vücudu pek de ümit verici kalınlıkta değil.Pek nahoş bir görüntü gibi değil mi?Değil...O "odun", artık ligin sayılı ribaundcularından, belki de ligin en iyi "hustle " oyuncusu.
Benim gözümde bu iki hamledir bizi bir 6-8 takımından, 1-4 takımına çeviren.Chris Paul'ün yanına yapılan bu eklemeler, David West'in karavana bir oyuncudan All-Star oyuncu moduna geçişi, Hornets'ın başarısının sebepleridir.Başarı derken neden mi bahsetmekteyim?İşte bundan....
New Orleans Hornets 4 - 1 Dallas Maverics
Texas, bizim aşina olduğumuz bir yöre.N"e"tekim oraların üç takımıyla aynı gruptayız ve sık sık karşımıza çıkmaktalar.Seri başlamadan önce, serinin çok zor olacağını düşünüyordum.Çünkü takımın önemli bir çoğunluğunun playoff macerası olmadığı gibi, Peja gibi playofflarda bulunmuş isimler de hayalkırıklığıyla anılmış oyunculardı.Üstelik 35 ine gelmiş Kidd için bu belki de son şanstı ve tüm isteğiyle maçlara asılacaktı.
Ve evet..Kidd maçlara asıldı.Fakat Cp3 onu öyle bir duruma soktu ki dördüncü maçta bir de Pargo'nun ensesine asıldı.Kaybettiğimiz tek maç, seri boyunca takımıyla zıt bir şekilde gayet iyi oynayan, Alman yıldız Dirk Nowitzki'nin çıldırdığı üçüncü maçtı.Ki zaten 25 sayıyla oynayınca burun kıvırdığımız bir oyuncu, bir de çıldırınca kendisini yenmek zor oluyor.Fakat Dirk iyi hücum performansına rağmen, bence serideki önemli avantajlarımızdan biriydi.West o ve ağır Dampier sayesinde çok rahat basketler buldu, bizi çok rahatlattı.
Bir başka önemli etken de Peja Stojakovic idi.İstatistiksel olarak üç şutundan ikisi "foşurt" etti ama maçları izlerken ben daha fazla saydım sanki.Adam ne attıysa girdi.Ve tabi Tyson Chandler yine özellikle hücum ribauntlarında 12 kişiyi aldı sırtına, taşıdı.Allahım bu nasıl bir hırs, nasıl bir istektir.Ha bir de...Bence Nba'de ne zaman oynamaya başlaması gerektiğini en iyi bilen oyuncuya sahibiz.Bonzi Wells.Tıpkı iki sene önce Kings formasıyla yaptığı gibi yine playoff geldi, ilk 5 teki miskin Mo-Pete'i yerinden edecek kadar iyi oynamakta.
Ve tabi apayrı paragraf açılası oyuncumuz, biriciğimiz, aşkımız, her Hornets-severin sevgilisi, Chris Paul...İnanın bu üç noktayı koyduktan sonra 15 dakika boyunca boş boş ekrana baktım ve uygun tümceyi yine de kuramadım.Siz iyisi mi serinin maçlarını bir kez daha izleyin.Uygun bir cümle bulursanız bana da iletin....
New Orleans Hornets 1 - 0 San Antonio Spurs
Texastır gidiyor sabahtan beri ama hayırlısı.
Fakat bu kez "hayırlısı" olması bizim için çok daha zor.Çünkü Dallas gibi nereden tutsanız elde kalan bir takımla değil, kale gibi Spursle karşılaşıyoruz.En büyük avantajımız ev sahibi olmak ve bunu kesinlikle yitirmemeliyiz.
Öncelikle ilk maçı maddeleyelim...
-Scott, çekinmese Duncan'ı savunmaları için yedekleri de sahaya sürecekti.Bu ne korkudur...
-Maçı biz kazanmadık, Spurs kaybetti.Sen bomboş üçlükleri kaçırırsan, maçı da kaybedersin tabi.
-Bizde sanki birşeyler eksik gibiydi ama çıkaramadım.
Şimdi gelelim seri boyunca yapmamız gerekenlere.Maddelerle yazmak beni sarmadı paragraf halinde devam edeceğim izninizle...
Bir kere yeter arkadaş bu Duncan korkusu.Duncan'ı savunacağız diye ilk yarı Spurs şutörlerini ihya ettik.Ki bence adam gibi Duncan'ı da savunamadık.Bakmayın 5 sayıda kaldığına, çok defa bomboş pozisyonu değerlendiremedi Duncan.Yani gününde değildi.Bu serinin kilit görevi, Ginobiliyi savunmaktır.Çok acayip bir adam.Şut sokuyor, penetreleri iyi, çok iyi pasör.Başına birinin dikilmesi, bir kişinin de nöbet beklemesi lazım.Tony Parker'ın savunmasında pek sorun yaşadığımız söylenemez.Sadece hızlı hücumlarda durdurulamaz bir hal alıyor Fransız bizim için.Yoksa sete set hücumlarda, eğer perdelerde de doğru yardımlar gelirse, Paul Parkerı durdurabilecek kadar hızlı.
Hücumda ise sorun yaşamıyor gibiyiz.Cp3 önemli bir eşleşme sorunu yaratıyor.Bowen için fazla hızlı ki, Bowen Paul ile meşgul olduğu zaman Peja ve Mo-Pete ikilisi Parker için uzun kalmakta.Parker ise tüm yeteneğine rağmen savunmada hala vasat bir gard.Yani iş yine Spursün takım savunmasına kalıyor.Fakat ilk maçtan sezdiğim bir durum var.Kurt Thomas üzerine yoğunlaşırsak çok şey elde ederiz.Ayakları çok ağır kalıyor ve Pick'n' Roll er için onu dışarı çekersek o içeri dönene kadar 7 8 tane Chris - to - Chandler alley oop u gerçekleştiririz.Ve hatta Chandler'ın Hornets formasıyla ilk defa üçlük dışından top alıp rakip üzerine sürdüğünü ve başarılı olduğunu gördüm.Tahmin edin kimi zorladı?Evet..Kurt Thomas'ı.
Görüntüde iyimser konuşmuş gibiyim ama yanlış anlaşılmasın.Yapılması gerektiğini belirttiğim şeyler kolay şeyle değil.Fakat çok rahat şunu söyleyebilirim.Çok zevkli bir seri izleyeceğiz...