Volume 7...Remember When Milwaukee Bucks

(Günümüzden başlayarak, geçmişe yolculuk yapacağız. Bir nevi ‘’ Time travel to the past ’’ olayı yani.

Ligi, nasıl bitirdiğimizi biliyorsunuz. Elimizde ki gül gibi kadrodan nasıl bir halt olmadığına da hep beraber şahit olduk Allahın izni ile. Gayette içine sıçılası ‘’bir sezon’’u daha geride bıraktık ailecek.

26-56lık dereceyi galiba çanağımıza monte etmemiz için Larry Harris, ‘’giderayak’’ hediye paketi yapıp önümüze koydu görüntüyü.

‘’giderayak’’ diye bir kelime kullandığım için, en azından bir daha ki sezon için kendimi ‘’şanslı’’ saymam gerektiğini anladım. Çünkü ‘’salak’’tan kurtuluşumuzun yıldönümlerini kutlayacağımız günler de gelecek inşallah. NBA’in literatürlerine geçecek ‘’tek bir’’ hamle ile kendisi, jübilesini yapması için ‘’Katar’a ‘’ göndermiş bulunuyoruz. Arkasından su döken Krystkowiak’ı da postalamanın mutluluğu içerisindeyiz tüm camia olarak.

‘’Krystkowiak’’ da, emmisinin oğlu Stotts’dan aldığı ‘’koltuğu’’,elinde kumanda ve birası ile boş düşünceler eşliğin de mahvetti.1.5 sezon görevde kaldı ve şimdi benimki kadar uzak da bir yerlerde, elin de tekilası, Herb’den çaldığı paracıklarla tatil yapıyor.

Kafasınca içine sıçtığı 40 yıllık çınarın halini hatırladıkça vicdanının sızladığını fark eder umarım.

‘’+’’ olarak kazandırdıkları için eyvallah. Misal; Bogut’a, o beklediğimiz patlamayı tam olarak yaptırtamasa da, mümkün mertebe oyunumuzun içine kattığı için ve ayrıca Ramon Sessions’ı, son 1 ayda D-League’den çağırdığı için kendisine minnettarız.

Lakin geri kalan her şey için birer tane ‘’Ottoman Slap’’ kazandı benden.

Geride kalan bir sezon için boş cümleler sarfetmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Zira sezon içinde anasının gözü kadar anlattım durdum negatif olayları. Kocaman bir ‘’Offffffffffffffffff Sizın’’ çekerek, önümüze bakmayı yeğliyorum şu durumda.

Birisi ‘’Pistons’’ mı Dedi Lan?

‘’Neredeydin Firuze?’’ deyip, konuya ,yapay ephi-nep-hri-ne almış gibi, giriyorum.

Joe Dumars ile 6 yıl önce girişilen(02-03 sezonu, Tayshaun-Rip-Billups (bir sene sonra Sheed) ) ‘’yeniden bir oluşum’’ hareketinin mimarı sayılan, yüce insan, saygıdeğer şahsiyet, Sayın John Hammond’u takdim etmekten şeref duyuyorum ağabey.

Pistons’ın, Konferans finaline çıkmaktan usandığı, arada 1 kere şampiyon olduğu,2 kere ayriyeten finale çıktığı başarıların mimarını sunuyorum sana birader, akıllı olacaksın!

Oluşturulan kadronun bu denli potansiyele sahip olmasını gerçekleştiren, Maxiell gibi bir damızlığı takıma katan, Stuckey’i keşfedip, anasının gözünden çekip çıkaran adamı şerefle sunuyorum sana güzelim.

Ve bunun gibi niceleri… Pistons’ın, Joe Dumars ile birlikte her şeyi olan Hammond ile mutabakata vardık bildiğiniz üzere.

The Palace of Auburn Hills de, her maç Joe Dumars ile karı-koca gibi takılan bu yüce insan, faaliyetlerine zemin hazırlanmasını istediği zaman, geri çevirmeyeceğime de yemin ediyorum.

Yeni GM’imiz kutlu olsun.( heyyooo!! )

İcraat Olarak 1.si, ‘’Kel’’ , Takımın Yeni Koçu

Ligin 30 asist ile asist rekortmeninden bahsediyorum. Biliyorsunuz tabii Skiles olduğunu, çakallar siziiii…

Savunma sistemleri ile tanınan Skiles’ın kuralcı ve katı yapısı, çoğu zaman disiplinsiz başıboş Geyiklere ne denli etki yapar, burasını bilemem, zaman gösterecek elbette ki. Ama gördüklerimizden ve duyumlarımızdan yola çıkarak ‘’ Son Kullanma Tarihi: Sezon Sonu’’cümlesine yer vermek istiyorum.

Ömrü billah savunma nedir bilmeyen ve uzun yıllardır tek meziyeti 3 kere playoff yapmak olan Bucks takımına bunu aşılamaya çalışmasını beklemek istemiyorum ama durum, ona işaret ediyor gibi biraz. Açıkçası, depremden çıkmış bu takım üstünde ne derece etkili olacağını ve nasıl bir anlayış içinde olacağını acayip merak ediyorum. Çünkü bu konu da en ufak bir fikrim dahi yok.

Krystkowiak’ın, Redd’i bile NBA’den soğutan oyun anlayışından kendisine miras(!) kalan ne varsa hepsini satmasını önerdim… Bakalım

,beni dinlerse mutlu olacak.

Haliyle, kendi ekibini de kurmaya başladı diyebiliriz. Krystkowiak’ın ekibinden bir tek Tim Wilson’ı tutup, diğerlerini postaladı.

‘’ Jim Boylan, Lionel Hollins, Kelvin Sampson ve Joe Wolf’’ ile birlikte yola devam etmek istediğini söyleyen Skiles; ‘’ elimizde potansiyelli bir kadro var.Ve ben oluşturduğum ekibim ile önümüzde ki sezon için iyi işler başaracağımızı düşünüyorum’’ diye, düşüncelerine de açıklık getirerek, adeta yüreğime su serpti (!)

Özellikle Jim Boylan hakkın da çok pozitif konuşan Skiles, O’nunla birlikte, yeniden oluşturacağı staff’ın temellerini sağlam atmak istediğini de söyledi.

(Boylan’ın da, ‘’kısmen’’ bir Milwaukee Çocuğu olduğunu söylemem gerekir heralde, kendisi Marquette Üniversitesi ile etkileşim halindeydi vakt-i zamanında)

Skiles ayrıca, oyuncu gelişiminden sorumlu olacak olan Bill Petterson’ı da göreve çağırdı. Skiles; ‘’ oyuncuların eksiklerini çok iyi görüp, oraya eğilmelerin de çok yardımcı olabilecek birisi, gerçekten işinin uzmanı, Yetenek avcısı diyebiliriz’’ gibi sözler sarf etti.

Gayette iyi bir tercih oldu bu şahsım adına konuşmak gerekirse.

Ah bir de Dave Bobcock’u gönderebilsek………….

Velhasıl, katedilecek çok yol, öğrenilecek çok şey, gönderilecek çok oyuncu var. Yolumuz uzzuuuuuunnn….
Elde ki imkanları zorlayıp, temellenmenin vakti çoktan geldi, geçiyor bile.

Orson Wells’cilik oynamak istemiyorum ama artık umutla bakmak istiyorum NBA’e… Bunun olmaması için aslında hiçbir neden göremiyorum.

Açıkçası, önümüzde ki sezon hakkın da pek bir fikre sahip olmadığım için, takım üstünde yapılması gereken hamleleri söyleyemeyeceğim.

Remember When?

Boktan geçen 7 senenin inadına, geçmişe bakmaya hazırım sayılır.

Ah ulan ah!!

Okudukça, o dönemler hakkın da bilgi sahibi oldukça içimin sızladığı, acıdığı o ‘’hatırlanası’’ yılları ‘’öğrendikçe’’ üzülüyorum bea.

Yıl 22 Ocak 1968… Wesley D. Pavalon ve Marvin L. Fishman, bugünkü orman kaçkınlarının temelini atıyor.

Bu durumdan memnun olan eyalet başkanı Eugene H. Grobschmidt de, bizim ağabeylere gazı verdiği an, zincir kopuyor ve Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş olan takım, NBA’e adım atmaya hazırlanıyor.

Stadımızı da kurmuşuz..O zamanlar 11bin küsür kişilik olan ‘’Milwaukee Arena’’mız da var.Koçumuz,’’Larry Castillo’’ olmuş,Genel Menejerlik görevi d,Alnından öpülesi mübarek insan ‘’John Erickson’’a verilmiş. (Kendisi, Jabbar’ı keşfeden kişidir)

-----------

Yıl,19 Mart 1969… ilk sezonunu 25 galibiyet ile tamamlayıp lotaryaya yatan Bucks,UCLA’dan Lew Alcindor’u seçer ve ortalığın argo tabir ile anasını beller önümüzde ki 2 sezon içinde…Malumunuz insan üstü istatistikler turmuş bir Alcindor,o sene ne ödül varsa hepsini kapmıştır,(tabii o zamanlardan sonra ki şahşalı kariyeri de,bitişinde bir ton rekor getirmiştir…)1 sene sonra da takımı şampiyon yapmıştır.(Robertson’ı unutmadım)

-----------

Yıl,30 Nisan 1971… Kuruluşundan 3 yıl sonra şampiyon olan, küçük bir şehrin, naçizane klübü. Lig de, giriş yaptıktan sonra en çabuk şampiyon olan takım…

Bir çok rekoru egale eden, Karem Abdul-Jabbar ile birlikte ligi alt üst eden Milwaukee Bucks takımı, o günden bu güne, elinde bir ‘’mum’’ ile, NBA semaların da dolanmakta.

Final de, Baltimore Bullets’i 4-0 ile süpürürken, Robertson’ın, Jabbar’ın partneri olmasına da değineyim bu arada…(Jabbar da,Celtics’e 55 cukkayı göndermiştir vakt-i zamanında o sene…Çok da iyi yapmıştır)

O yıllar da, lige Pistons yenilgisi ile başladıktan sonra üst üste 16 galibiyet alarak şampiyonluğun da en güçlü adaylarından biri olduğunu göstermişti Bucks.

Üst üste galibiyetler,San Fransisco Warriors,Seattle,Pistons… ‘’Buffalo Braves’ın üçlükleri…’’

O yıl,sezonu 66-16 ile bitiren Bucks,118+ sayı ortalaması ile de akıl almaz işler yaparak Regular Season’ı tamamladıktan sonra playofflara girmişti.

Adeta rüzgar gibi esiyorlardı.

Playoff da ilk turu,4-1 ile San Fransisco Warriors’u geçerek rahat bir oyun sergilediler.(Fransisco’nun aldığı tek maç 106-104lük skor ile geldi. Bu serinin içinde öyle bir maç var ki Bucks adına, akıllara zarar…Skor,tamı tamına,136-86)

Neyse işte bana anlattırmayın detaylı olarak, nitekim, finale gelene kadar 12-2lik bir seri tutturmuş olan Bucks,ayrıca maçlarını 18+ sayı fark ortalaması ile kazanarak da büyük bir başarıya imza attı.

Playoff finalinde de Lakers’ı deviren Bucks,109+ sayı ortalaması tutturdu playoff boyunca ve 94 sayı ortalama ile potasında sayı görerek oynadı maçlarını.

Sonuçta,70-71 sezonun da,Bucks tarihinin ilk ve şuan için tek şampiyonluğu geldi John MacGlocklin-Robertson-Jabbar yardımı ile.

Sayılarla bir şeyler ifade etmek istiyorum.İlginç şeyler;

%57.7- Kareem’in, saha içi isabet oranı ( anasını satayım..Yuh)

4 -Bucks’ın sezon boyunca,4 oyuncusu 15+ sayı ortalaması tutturdu. (Kareem Abdul-Jabbar, 31.7, Oscar Robertson, 19.4, Bob Dandridge, 18.4, and Jon McGlocklin, 15.

31.7- Jabbar’ın,Bucks tarihin de ki en yüksek sayı ortalamasını tutturduğu zamandaki sayı ortalaması.

118.4 – Franchise History… Ligde ki ortalama.

-----------

Aslında pek bahsetmek istemiyorum(çünkü koç ‘’Corç Karl’’ ile bir ‘’konferans finali faciası yaşadıydık) ama madem geçmişe bakıyoruz özlem ile buraya değinmeden geçersek yüzümüze tükürürler.

Yıl 2001…Big Trio(Sam I am-Ray Ray-Big Dog)lu dönemde, Konferans finaline rahat gelmiş olan, formda bir Iverson’lı Phila ile kapışacak olan Bucks’ın seriyi geçmesi işten değil. Vsvsvsvsvsvs…..


Seri 3-3 iken, son maçta Iverson’a 40 sayı attırıp, Lakers karşısına gönderip(kaldı ki,Phila’ya takılmasak,Lakers’ı yenebilecek yegane takımdık NBA de ki,nitekim Phila’da süpürüldü), muhtemel 2.şampiyonluktan olduğumuz o ‘’müthiş’’ sezonu, anlatmaya parmaklarım varmıyor.Hatırlatmayı burada keselim lütfen.